Biseksüel miyim?

Soru

Esasında birçok sevgilisi olmuş ve hepsinde Aşk sevgi cinselliği eksiksiz yaşamış ve mutlu olmuş bir erkeğim…Ama Çocukluğumdan beri erkeklerle cinsellik yaşamaya merakım var…özellikle lise 1 de gerçekten erkekleri arzuladigimi farkettim.

Bir de ne bileyim kadınların çok zevk aldigi şeylerden zevk almaya başladım.

kadınlara hayranım ve onların kiyafetleri ojeleri purussuz vucutlari kibarliklari ve kendi öz kokularina hayranlik duyuyorum.

yani kısaca yüzde 70 ya da 80 kadinlara ilgi duyarken yuzde 20 ya da 30 erkekleri arzuluyorum…Örnegin aylarca bir kadini düşleyip fantazi kurarken bir gün bir anda erkekleri arzulamaya başlıyorum.

önceleri sadece cinsel arzu duyarken şuanda duygusal olarakta bir erkeği sevmek ve onunla birşeyler paylaşmak istiyorum resmen…Bir erkeğin bana dokunuşu beni begenmesi beni kavrayisi ilgi gostermesi ve öpmesi hoşuma gidiyor.

Bu nedir tam olarak? Biseksüel miyim yoksa başka birşey mi?

yorumlarsanız sevinirim.

Şimdiden Tesekkürler

Cevap ( 1 )

  1. 2

    merhaba, aslında teşhisi bir noktada kendiniz koymuşsunuz gibi. genelde erkeklerde ilk cinselliği ve erkekliği keşfettikleri dönemde tüm cinsel eylemler çekici gelir. eğer bu düşüncelere biraz fazla yoğunluk verirse, imkanı olsa neredeyse tüm cinsel tatminleri hisleri hazzı tatmak ister. işte o dönemde bilinç altına da bazı bu düşünceler itilir yada baskılanır. sonrasında arada bir zar zor bir kadınla cinsel eylem yapıyorsa cinsel olarak açtır ve bünyedeki cinsellik hazdan çok ilkel sok çıkar olayıdır farklı arayışlar çok fazla yaşanmaz. lakin eğer mutlu doyumlu bir cinsellik yaşıyorsa bir noktadan sonra artık o sıradan eylem yetersiz gelmeye daha faklı hazlar tatlar aramaya başlar. mesele sok çıkar değil daha derinlerden ruhsal ve bilinç altından saklanan düşünceler ortaya çıkmaya başlar, öyle olunca garip bir şekilde kadınları anlayamayan erkek kadınları anlamaya başlar. kadınların düşüncelerini hislerini anlamaya başladıktan sonra yine onların aldığı hazzı da tahmin edebilmeye ve aynı hazzı yaşayabilmeye çalışma dürtüsüne yenik düşer. sonuç olarak her iki tarafıda anlayabilen melankolik bir insan tipi ortaya çıkar. tabi bu dengeyi kuramayanlar büyük bir ruhsal buhran içine girip kimlik karmaşasında tüm hayatlarını düzelemeyecek şekilde karmaşaya sokarlar. insan beyni nasıl yönlendirirsen o şekilde çalışan bir sistemdir, doğru yönetilmeli kimlik kaybedilmemelidir. bu düşünceler arayışlar olabilir, normal ama tamamen hayatı alt üst etmemeli kontrol elden bırakılmadan dengeli yönetilmelidir. kendinizi yönetin erozyona bırakmayın. aşırıya gitmesine izin vermeyin.

Bir cevap bırakın