Geçmişten günümüze penis hakkında düşünceler ve vajina ile iletişimi

merhaba arkadaşlar, öncelikle hepimize geçmiş olsun ve başımız sağ olsun diyerek başlamak istiyorum. hepimizin yardım için koşuştuğu bu günlerde boş bir vaktimi yakaladım ve sitede bir bilgi paylaşımı yapmak istedim. umarım hepimiz mutlu ve güzel günlere yelken açar ve mutlu olarak yaşarız  hepinizin sağlıklı bir yaşam yaşaması dileğiyle başlıyorum.

son zamanlarda penis boyutu ile alakalı bazı sorulara rastladım, aslında sorular hep benzer sorular. şu kadar santim penis yeter mi, az mı kalır, sevgiliminkisi şu kadarmış, arkadaşım şöyle dedi, o böyle dedi vb. gibi sorularla karşılaştım. açıkçası şunu belirtmek istiyorum, bu tamamen bana özgü bir tespit olmakla birlikte penis uzunluğunu ölçerek hareket eden kişi gerçekten de cinsellikte amatörlük seviyesinde kalan kişi oluyor. kadını tecrübesiz veya amatör şeklinde, erkeği ise direkt olarak amatör. çünkü erkekler penisin uzunluğuna takılmış ve boy derken kastettikleri tek şey uzunluk haline gelmiş durumda, halbuki bir şeyler yaşamış ve az çok bilgisi olan kadınların genel olarak verdiği cevaplar ”kullanmayı bilsin yeter” ve az da olsa (azımsanamayacak bir rakam denebilir aslında, %30 kadarı dersek yeterli olur heralde, muhtemel ihtimaller içerisinde benim tespitlerim doğrultusunda) ”biraz daha kalın olsun” bu şekilde. burada gerçekten amatörlüğünü aşmış olan kadın kesimi açıkça ”kullanmasını bilsin yeter” diyen kesim, çünkü her şey penis uzunluğu veya kalınlığı üzerinden olsaydı dünyada sadece büyük penisleri olan erkekler zevkten dört köşe olurdu, her kadın çevrelerinde olurdu.

şimdi ise geçmişten günümüze kadar penisle ilgili olan enteresan bir olaydan bahsetmek istiyorum. antik yunan heykellerini hepimiz biliriz, genellikle düşünceli bakışları veya duruşları olan, duruşlarında bir şeyleri simgeleyen kaslı, çıplak ve enteresan bir şekilde ”ufacık” bir penise sahip abileri görürüz. buradaki en enteresan olan şey ise gerçekten penislerin oldukça ufak yapılmış olması, sanki çok soğuk bir yerde yaşıyorlar da penis içeri göçmeye çalışıyormuş gibi bir heykel tıraşlık vardır. bu insanların oldukça dikkatini çeken bir durum, insanlar şaşırıyorlar, neden bunlar bu kadar ufak diye soruyorlar. dikkat çekmek istediğim bir başka nokta ise, bu heykelcilikte tasarlanmış penis ve testisler heykele oranla gerçekten çok ufak kalıyorlar, yani normal bir beden üzerinde olsa gerçekten birebir normal bir penis ve testislerden daha ufak olurlardı.

peki neden böyle? bu merak konusunu dindiren mükemmel bir çalışma ortaya kondu. cevabı basit bir şekilde ”çünkü penisi küçük olanın aklı büyük olur” algısı ile yapıldıkları ortaya çıktı. eski insanların penis büyüklüğü konusunda bir problemi yoktu. fakat antik Yunanlılardaki bu tasarımcılık ve onların yolundan gidenlerin kullandıkları bu sistemin açıklaması bu. peki gerçekten antik Yunanlılar haklı mı? penis boyu ne kadar küçükse akıl o kadar büyük mü olur? açıkçası tartışmaya oldukça müsait bir konu, fakat ben bunu haklı çıkartacak birkaç tespit buldum. günümüz dünyasında her şey Avrupai standartlara göre dizayn edilir, beyaz ırk normaldir ve her şey beyaz ırkın normalliği üstünden tartışılır. beyaz erkeklerin penis uzunluğunun 12 santimetre ve 11 santimetre kalınlığı civarında olması ile birlikte Asyalı erkeklere geçiş yaptığımızda bu rakam 9-10 santimetre uzunluk ve 10-11 santimetre kalınlığı bulabilirken Afrikalı erkelerde bu rakamlar 15-16 santimetre uzunluk ve 12-13 santimetre kalınlığı bulabilmekte. tabii bunlar hep ortalamalar, kısacası 12 santimetre uzunluğu olan ve 11 santimetre kalınlığı olup beyaz erkek penisine sahip olan bir Asyalı veya Afrikalı bir erkek görebilmeniz de mümkün.

bunca şeyi açıkladık, peki çıkarmamız gereken sonuç ne? tarihte geçmişten günümüze Avrupa’nın göz bebeği her zaman doğu kaynakları olmuştur, doğuda çok fazla kaynak olması Avrupalıların her zaman dikkatini çekmiştir. tabii ki bunca materyale sahip olan Asyalıların bu materyalleri değerlendirmesi de cabası. tarih sayfalarında hep Asya ve Avrupalıları görürüz, Afrika neredeyse yok denecek kadar azdır. çünkü Avrupa kendi içinde toplu olsalar bile hep dağılan topluluklar olarak yaşamışlardır, Asyalılar ise topluluk ve birlik içerisinde yaşamışlardır. her ikisi de büyük devletlere sahip olmuşlar ve medeniyetler inşa etmişlerdir. fakat buna farikada rastlamak oldukça zor, Etiyopya, Mısır medeniyeti, Roma dönemi, Tunus burnu ve Arap fetihlerinden sonra Kuzey Afrika ile bu durum azıcık da olsa düzeltilmiş olsa da bahsettiklerim açık ara farkla Afrika’nın küçük bir azınlığını oluşturuyorlar.

burada göze çarpan şey nedir peki? hepsi normal boyutlar olarak tespit edilmiş olsa da Afrikalıların medeniyet kurma konusunda ve tarihe geçme, dünyaya bireyler kazandırma konusunda oldukça geri kaldıklarını gözlemliyoruz. çünkü Asya ve Avrupa medeniyetleri ezici bir üstünlükle tarihe adlarını kazımış ve her kitaptan fırlamaktadırlar. son olarak normal şartlar altında birisi daha kısa ve ince olarak ortalama alınan Asyalı erkekler ile ortalama içerisinde daha uzun ve kalın penise sahip Afrikalı erkekleri karşılaştırmak istiyorum (Etiyopyalılar liste dışındadır). Amerika’ya en çok göç veren kıta açık ara farkla Asya’dır. Çinliler ve Türkler tarih boyunca bir çok teknolojiye öncelik etmiş ve keşfetmiş, Japonlar, Çinlilerden ve sonrasında Avrupalılardan gördükleri teknolojiyi bambaşka seviyelere çıkaranlar olmuş, Hintliler ruhani ve gökyüzü – insan ilişkileri ve matematiksel hesaplamalar ile dünyaya nam salmıştır. Çinliler hala daha teknolojide yenilikleri keşfetmekte ve teknolojide bir dev olmayı sürdürmektedir. şuan hali hazırda kullanılan bir çok telefon ve bilgisayar Çinde, Çinliler tarafından Çinlilere ait teknolojiler ile üretilmektedir, en basitinden bilgisayarınızın grafik kartı üreticileri muhtemelen Çinlilerdir. büyük medeniyetler kurmuşlardır, Asya kıtası daima tarih boyunca imrenilmiş ve kıskanılmış topraklara ve medeniyetlere sahip olmuştur. aaaaa, ne kadar ilginç ki bu adamların penisleri de normal şartlar içinde biraz daha küçük kalıyordu. yetmiyormuş gibi şunu da ekleyeyim, Taocu cinselliği keşfedenler de yine Çinlilerdir, Çinlilerden çıkmadır. kama-sutra da aynı şekilde Hintlilere aittir. bir çok konuda akıllı bir şekilde tarihte kalmışlardır.

peki şimdi dünyanın Afrika şubesine uğrayalım, işin üzücü tarafı burada başlıyor. tek söyleyeceğim şey, şunda Afrika’da gördüğünüz ve ülke sandığınız tüm ülkeler hala daha ikinci dünya savaşında oralara hükmeden devletler tarafından yönetiliyor. Afrika halkları hala daha eziliyor ve gelişemiyor. gelişemeyecekte, tabii bu siyahilerin akılsız olduğu anlamına gelmiyor. herkesin aklı vardır, fakat kimisi bunu daha çok kullanırken kimisi başka şeyleri daha çok kullanır. siyahiler orta doğu, Amerika ve Avrupa’da sıklıkla tercih edilen köleler olarak kullanılırlardı, çünkü karşı çıkmazlardı ve vücutlarını kullanarak hayatlarını daime ettirirlerdi. siyahi erkekler daha çok uzun boy ve kas yapıları ile karşımıza çıkarlar. tıfıl gözükenlerine bakmayın, kas sistemleri gelişmiştir, derileri de kalın olduğu için çoğu zorluğa karşı koyabilecek bir beden yapıları mevcuttur. bu yüzden bu onların zengin olan bir çok aile için harika köleler olarak kullanılmalarına olanak sağlamıştır.

peki bu Afrikalıların hiç mi aklı yok? hayır, var. fakat kullanmak için ortamları yok, çünkü kullananları görüyoruz ki, Amerika’da kölelik kaldırıldıktan sonra bir çok olay olmasına rağmen bu gün siyahiler hala daha Amerika’da yaşamakta ve gerçekten de başarılı konumlarda bulunan çok fazla siyahi mevcuttur. ama bu da normal tespitin önüne geçmiyor maalesef. sonuçlar ortada, burada belirtmek istediğim şey ise Afrikalılar aptaldır gibi bir şey değil, herkesin aklı var fakat herkes aynı değil, şuan dünya üzerinde Japonlardan daha iyi katanayı veya kılıcı kim yapabilir? öyle bir şey yok maalesef.

bunun dışında penis ve vajenle alakalı da ufak bir konuşma yapmak istiyorum. birincisi, herkes g noktasının peşine düşmüştü bir aralar, yapılan araştırmalar gösterdi ki g noktası diye bir şey yok. nasıl yok? baya yok işte, çünkü g bölgesi var, tek bir noktaya indirgenemeyecek bir şey, vajinanın halkaya benzer bir yapısı vardır. buradan bir nokta değil, o noktanın bulunduğu yere hayali bir yüzük yerleştirin, işte tahmini olarak g bölgesini buldunuz. tabii g noktasından sonra yıldızı parlayan bir klitorisimizde var, bilim insanları bunları sırasıyla sonradan sonradan açıkladı. peki, gelelim penis boyutuna. genel yargıda bu uzunluk olarak alındığı için bende uzunluğundan bahsedeceğim, normal bir vajina genel olarak 9-10 santimetre uzunluğa sahiptir. bu ilişki sırasında uzayabilir, fakat buradaki olay tam olarak bu değil. g bölgesi nerede? olay bu. g bölgesi kişiden kişiye değişse de muhtemel ihtimaller içerisinde vajinadan 5-6 santim içeride olduğu belirtiliyor. peki bu bölgeyi etkinleştirmek için gerekli olan penis uzunluğu nedir? bunu siz cevaplayın diye bırakıyorum. ölçülen en küçük normal uzunluğun korelilerde 9 küsurat santim olduğunu belirterek geri çekiliyorum.

tabii çoğu erkek penisi en dibe kadar daldırıp ”vay be tamamen içerdeyim” demek isteyebilir, peki bunun sonucu ne? açıkçası bir çok kadın bundan hoşlanmıyor, sebebi ise basit, rahim duvarı. peki nedir bu rahim duvarının problemi? hassas olması, ama uyarılma olarak değil, bildiğiniz hassas bir nokta. buraya penisin sertçe çarpması bir çok kadını oldukça rahatsız eder. kadınlar bundan zevk almazlar. tabii bu ekibin içerisine ”tüm penisi içimde hissetmek, en dip noktaya kadar hissetmek istiyorum” diyen kadınlar değil değildir. çoğunluktan bahsediyorum. o yüzden devasa bir penise ihtiyaç yok. penis 9-12 santimetre uzunluklarında gayet iyi ve kaliteli bir ölçüdedir. bu da g bölgesini simüle etmek için de oldukça yeterlidir, zaten fark ettiyseniz en dibe kadar girmekten bahsetmiyoruz, bu da biraz daha geride durmanız anlamına gelir. peki geride dururken ne oluyor? vajinanın biraz daha uzadığını varsayarak g bölgesinin 6-7 santimetre civarlarına çekildiğini söylesem ve siz gayet normal bir şekilde ilerlediğinizde bu noktayı simüle etmeniz gayet olası desem? ayrıca peşinde koşulması gereken şey g bölgesi simülasyonu veya klitoristen daha fazla. kadın bedeni başlı başına cinsel objelerle dolu, dokunacağınız farklı noktalarda farklı ihtiraslar, farklı şehvetler olması gayet normal.

kadın bedenindeki noktalar hakkında arattırma yaparsanız muhtemelen çıplak bir kadın resmi üstünde kırmızı noktalar ile belirtilmiş 100 lerce nokta göreceğiniz bir fotoğrafla karşılaşabilirsiniz. işte o noktalar tam olarak bahsettiğim noktalar. göğüs uçları, göğsün altı, boyun, alın, saç dibi, göbek, kollar, ayaklar, bacaklar, kasıklar, klitoris, vajen dudakları, vajina, diz eklemleri, kol eklemleri, eller, ayak parmakları vb. gibi üretilebilecek çok fazla durum var. tabii bunların hepsi bir anda tüm kadınlarda olacak diye bir şey yok. kimisi kollarından şehvetlenmeyebilir, kimisi daha az şehvetlenir vb. gibi. burada benim canımı sıkan nokta ise erkekler üzerinde kadınlar kadar araştırma yapılmaması. hep temele kadını koyarak kadınlar üzerine araştırma yapılınıyor, gerçi erkekler bunları araştırmayı seviyor. kadınlar çok araştırmıyor belli ki, kimse erkekleri bu kadar araştırmadığı için herkes sanıyor ki erkekler sadece penisten uyarılınıyor. işini bilen kadınlar bunlardan ibaret olmadığını bilir, fakat bazı erkekler çoğunluğu penise dayalı bir hissiyata da sahip olabilir, tıpkı hissiyatın çoğunluğu vajende olan kadınlar gibi. ama buradaki olay erkekler üzerinde bu kadar fazla araştırma yapılmaması.

evet sonuçta arz talep meselesi, kadınlar araştırmıyorlar ki erkekleri nerden çıksın bilimsel sonuçlar. araştıranlar da fark etmişlerdir muhtemelen, erkeklerle ilgili araştırmalar azdır. ereksiyon problemi, penis büyüklüğü, erken boşalma gibi çoğunluğu yine penise dayanan ve sayısı da epeyce az olan araştırmalar vardır sadece. ne diyeyim bu şekilde yapılmış. bu konuda bu şekildeydi, umarım beğenirsiniz. kimseyi kırmak veya incitmekte istemedim açıkçası bunu belirteyim de farklı algılanmasın büyük penis özgüven verebilir ama kendisini küçük penisli sanan erkeklerin kadınların zevklerine daha çok düştükleri ve onlara çalışır gibi oldukları ayrı bir gerçek.

ayrıca bunlar dışında aşağıdaki linkten yazdığım bir başka penis konusu ile ilgili yazıyı da inceleyebilirsiniz. okuyan yorumlayan paylaşan herkese teşekkürler ve sağlıklı güzel ömürler dilerim efenim ^^



İlgili Konular :

  1. İdeal penis boyu takıntıları ve sonuçları

Bu bilgileride okumalısınız

penis halkaları hakkında bilgi edinmek ve kullanmak istiyorum
eşimin cinsel fantezileri ve eğilimi hakkındaki rahatsızlığım
kızlar yakışıklı bir erkeğin penisi ve testisleri hakkında kız arkadaşlarınızla konuştuğunuz oluyor mu
penis boyutu ve hassaslaşma ile ilgili sorular
eşim penis vajinaya girince çok zorlanıyor canı acıyor
penis beyazlatma yöntemleri ve uygulamaları var mı

Yorumlar ( 6 )

  1. malesef siz ne kadar yazsanız da bizim gençler porno izleyip, izlediklerini de gerçek sandıkça, bunu referans aldıkça, ticari porno endüstrisinin kuklası kölesi oldukça hiç değişen bir şey olmayacaktır. okur okur, az sonra başka siteye girer aynı nato kafa devam. emeğinize sağlık bu arada, çok detaylı ve anlaşılır olmuş.

    • porno izlemenin zararı hakkında yazılarda bahsetmiştim, yaptığım birkaç yorumda da olması lazım. açıkçası pornografiyi bırakıp kendi cinselliklerini keşfetmeleri onlar için daha iyi olur. bu arada geri dönüt için teşekkür ederim ^^

    • porno izlemenin ne kadar kotu birsey oldugunu bizim nesil pek anlamıyo bence baya ezik bi insana dönüsüyolar

  2. değişik ve bilgilendirici bir yazı olmuş. istersen 10 üniversite bitir ama öğrenmek bitmez. öğreneceğimiz çok şey var. onun dışında arka plandaki resimleri nereden buluyorsunuz. bir arkadaşım merak etti de😌😉😏😉

    • resimleri bulup kendim koyabilseydim yapardım ama resimleri bulup düzenleyip ekleyen sanırsam adminler. onlara sormalısın xd

  3. g noktası yoktur evet g bölgesi vardır. bilinçsiz bilgilendirme kulaktan kulağa aktarılırken erkeklerin aklı hep vajinanın deliğinde olduğu için deliği tam odak nokta olarak g noktası olarak beyinlerinde kodlandırmışlardır psikolojik bir odaklanmadır kesinlikle.

Cevap yazın